Biz Kimiz?

Sosyoloji Dükkânı Derneği’ni neden kurduk?

Sosyoloji tabii ki üniversitelerde öğrenilebilecek bir disiplin ama üniversiteye kapatılmadan özgür yaşaması, sokakla iç içe olması gereken bir disiplin. Sosyoloji için teori çok önemli, çünkü teori sosyoloji ile iştigal eden kişinin yürüdüğü yolu açan, o yolu görünür kılan vazgeçilmez bir araç. Ama sokaktan, pratiklerden beslenmeyen bir teori ancak dar bir alanı görünür kılar ve eğer ezberde kalırsa, bir müddet sonra o baktığı yeri bile göremez hale gelir. Bu yüzden teori sürekli yeni karşılaşmalara ihtiyaç duyar. Her karşılaşılan insan ve insan tecrübesi sosyolojinin bakma yollarını zenginleştirir. 
Sosyoloji bilimsel bir disiplin… Tabii ki, bir formasyon gerektiriyor. Ve tabii ki alınan sosyoloji eğitimi sonunda, “sosyolog” olarak meslek sahibi olunuyor. Ancak sosyoloji, sadece sosyologlar eliyle yapılacak bir “iş” değil; sosyoloji, her yerde, hepimiz tarafından sahiplenilmesi gereken bir düşünme biçimi… Yani aslında toplum olarak ne kadar çok “sosyolojik düşünebilirsek” o kadar iyi… Sadece başkaları üzerine değil, “kendi üzerimize” de düşünebilirsek o kadar iyi…
Bu düşünme faaliyetini güçlendirmek sosyolojiyi başka disiplinlerle birlikte –interdisipliner- bir çerçevede zenginleştirmek üzere yola çıktık.  Teori ve pratik arasındaki hiyerarşiyi kaldırmak; topluma ve başkalarına yukarıdan bakan, tartışmasız “otorite sahibi” olmak yerine, “aşağıdan”, mütevazı bir yerden, sıradan hayatlarımızdan, sokaktan, kadınlardan, işçilerden, tamircilerden, esnaftan, gençlerden, kısaca “dükkân” gibi bir yerden bakmak istedik.
Bu yüzden, 2011’de İstanbul Şehir Üniversitesi’nde bir öğrenci kulübü olarak kurulan, 2020’de üniversite kapatılıncaya kadar faaliyetlerini sürdüren “Dükkân”, dernekleşti.